........İncirli Sineması'na vardığımızda kocaman bir kuyrukla karşılaştık. Girdik bilet alacakmış gibi kuyruğa. Yarım saat sonra sıra bize geldi. "Büfeci Ramazan'ın yeğeniyim ben," dedim gişedeki kıza. "Arkadaşlarla film izlemeye geldik." Ciddiye bile almadı bizi gişedeki kız, yeni başlamış herhalde işe. Kovdular bizi. Lüks restorana gidip müşterilere kağıt mendil satmaya kalkan çocuk muamelesi gördük. Götüm götüm Renk Sineması'na babamın yanına gidip durumu anlattım.
"Siz nasıl geldiniz lan buraya kadar," dedi babam. "Trene mi bindiniz? Ben size yasak demedim mi?"
Babamın kalenderliği tutmuştu. Ya baba az çok bir karizmam otoritem var şu iki tıynetsizin gözünde. Yapma Allah aşkına.
"Yok baba ne treni? Tren geliyor mu ki buraya kadar? Güney Abi bıraktı bizi film çıkışı gelip alacak," dedim.
"Güney niye sokmadı sizi içeriye tanıyor sinemadakileri."
"Hiç işte! O kadar da dedim," dedim. Yıl 91, ceptelefonu mu vardı arasın?
Kattı bizi önüne,gittik İncirli Sineması'na. Babam gişedeki kıza azar kaymaya başladı.
"Siz benim oğlanı almayın içeri sonra misafir gönderirsiniz bize," dedi noktaladı. Kız süklüm püklüm oldu. Renkten renge girdi: MonAmi pastel boyalarımda o kadar renk yoktu.. Özür diledi babamdan. yanımıza gelip Mete'ye baktı.
"Ay ne şirin şey," dedi, sonra yanıma gelip benim yanağımdan makas aldı sonra da Serkan'ı öptü.
Ulan benden makas aldın, beni öpsene,benim Ekrem'in oğlu, niye Serkan'ı öptün? Benim özgüvenimi hiç düşünmeyin, zaten ben başımın çaresine bakarım, dert etmeyin benim kişisel gelişimimi hiç. Yirmi yıl sonra kadına yazamıyor diyecekler. Sen de bunun sebeplerinden birisin ablacım...
Selçuk Aydemir
Mahalleden Arkadaşlar sayfa; 184,185